FİLİSTİN
KURTULUŞ ÖRGÜTÜ(FKÖ);EL-FETİH VE HAMAS
1916’lılarda
tohumları ekilen Yahudi halkı için toprak arayış düşüncesi Balfour Deklarasyonu
ile resmi dil kazanmıştı. Seçilen toprak üç din içinde kutsal kabul edilen
Filistin coğrafyasıydı. Olaylar Birinci Dünya savaşı sonrası öyle gelişiyordu
ki İngiltere ve Fransa arasında gizli yapılan Sykes-Picot anlaşması ile
Filistin İngiliz mandası olmuştu.Yahudi halkının bu bölgeye tecir edilmesi
hayli zaman alacaktı.1945’le kadar görüşmeler İngiliz ve Yahudi yetkilileri
arasında sürdü.1948’de Yahudilerin istediği gibi bir devlet kurulması onaylandı
ve ilk başkan Weizman oldu.
Filistin topraklarında yaşayan Araplar kendi
topraklarının işgaline karşı farklı görüşlerde hareketler oluşturdular. Bu kimi
zaman entelektüel ,Pan -Arabizimi benimsemiş ve Filistin ‘nin kurtuluşunu dış
rejimlere,dış ideolojilere dayandıran
FKÖ olarak , FKÖ’nün içindeki en çok ses getiren ve İsrail devletini
meşrulaştıran silahlı direnişe yanaşmayan El-Fetih olarak ya da Müslüman Kardeşlerin
Filistin’deki yüzü Hamas olarak ortaya çıkmıştır.
FKÖ 1974’de Filistin’in tamamı kurtarma
hedefi,yerini Batı Şeria ve Gazze şeridinden oluşan bir Filistin devletinin
kurulması hedefine bıraktıFKÖ’yü Filistin ‘i bölmekle ve işgal İsrail gücünü
tanımakla suçlayan Hamas cihad eksenli
bir yol seçerek İsrail devletini tanımamıştır.Hamas merkezini Gazze
konuşlandırmıştır.B u iki grup arasındaki görüş ayrılıkları Filistin sorunun
içinden çıkılmaz bir hal almasına zemin oluşturmuş ve Filistin ’nin Gazze ve Batı Şeria olarak ikiyi bölünmesini
kolaylaştırmıştır.Bir nebze de İsrail’in
uluslararası kamuoyunda daha tanınır olmasını sağlamıştır.
El -Fetih
Batı Şeria’da çeşitli eylemler düzenlerken,FKÖ uçak kaçırma olaylarıyla
Dünya gündeminden düşmüyordu.En son kaçırılan Ürdün uçağı ile Ürdün ordusu
‘Kara Eylül’ diye adlandırılan Filistin mülteci kamplarına on günlük operasyon
düzenledi.Pek çok Filistin vatandaşı hayatını kaybetti. Askerler savunmasız
insanları kovaladı,kampları bombaladı.Bu olaylardan sonra FKÖ Lübnan ‘a
taşındı.Anlaşıldı ki Filistin halkını istemeyen tek ülke İsrail değildi.
El-Fetih Yaser Arafat döneminde görüşmelere
başladı.Fakat İsrail’in ülkedeki yayımcı
politikaları yani Batı Şeria’da yeni yerleşim alanları kurması,ülkeyi abluka altına
alması üzerinde hiçbir zaman anlaşılamayan konular olmuştur.
Filistin soruna beraberindeki ülkelerin sömürge
politikaları sebebiyle tüm Ortadoğu coğrafyasını saran insani bir durum
olmuştur.Kapı komşusu Ürdün ‘nün sessizliği,Suudi Arabistan krallığının İsrail
destekli politikası bölgede kangren haline gelmiş bu sorunun çözülmesinde katkı
sağlamıştır.
Hamas cephesine gelince El-Fetih’in bu güne kadar ki
denemelerinin herhangi bir somut başarı elde edememesi Hamas’ın elini halk
nezdinde güçlendirmiştir.Fakat yaptığı eylemlerle o da net bir sonuç elde
edememiştir.
Ortadoğu ,Filistin ,örgütler ve iktidar
mücadelelerinin kanlı oyunları arasında kalan halk…Tarihsel süreçler ne kadar
belirleyici olur bilinmez ama bir gerçek vardır ki ülkelerinden zorla
çıkartılan ve ellerinden umutları alınmış topluluklar da savaşların bile
yapamayacağı kötü sonuçlar doğurur.Tarih sahneleri , annesinden ceza almış
çocuk misali ürkek ve bir daha yapılmayacağına söz verilen fakat kötü sonuçlar
elde edildiği halde arkası gelmeyen yalanlar ve düş kırıklıklarıyla doludur.
Rumeysa TERZİOĞLU