5 Ekim 2014 Pazar



Balon

Merak ve umut bu iki duygunun insan fıtratında bulunması beni hep etkilemiştir.Çünkü geleceği bilmeyen bizler umutla yaşar ve merak ederiz.Bu duygular tıpkı resimdeki çocuğun balonuna benzer.Şaşırdınız değil bir balon kadar basit olamaz diyorsunuzdur.Aslında bu da baktığınız perspektife göre değişir. O çocuk ki bir bayram gününde aldığı balonu sevinçle şişirir ve ağzını bağlar , iki yana açtığı elleriyle balonun yere düşmemesi için çaba gösterir.Çünkü nihayi hedefi balonu yere düşmeden havada tutabilmektir.Balon çocugun ilk vuruşuyla havalanır.Kontrol mekanizması eller hazır beklemektedir.Fakat tahmin edilmeyen bir şeye daha rastlanır çocuk balonun her havalanışında gülüyordür.Hem de 32 dişini göstererek.Bu da bize merak ve umutun birlikte gülümsettiğini gösterir.Bir belirsizlik doğurur bunu kabul ediyorum.Ama her umutla nereye gideceği belli olmayan balonun yükselişindeki bakış ve gülüş  bir teslimiyet göstergesidir.Çünkü fotoğrafın ana karesi arkadaki Kubbetü Sahra dır.Aksa dır.Aksa'nın avlusudur.Bu Müslüman çocuk teslimiyetin önemeni doğduğu günden beri biliyordur. Çünkü o Allah'ın lafzı celaliyle sabit kıldığı 'İnanıyorsanız üstün sizsiniz' ayetine vakıftır.Bu sebeple her balona vuruşunda biraz daha yükseğe çıkması için çaba sarfediyordur ve bu sepeple kendini bu açık hava hapishanesinde özgür hissediyordur.
İşte modern yaşantıda biz bu tabloyu tam anlamıyla kavrayamıyoruz ve kavrayamadığımız için Üzgünüz bir dokun bin ah işit durumundayız.Çünkü hayatı Aristoteles mantığına göre okuyoruz. Ya siyah ya beyaz bizim için herşey. Sen herzaman beyaz ve mağdur siyah her zaman kusurlu...yansıyan gölgelerimizle bile kavgalıyız çoğu zaman.Bir şeyi farketmiyoruz.O ki en kıymetlimiz zamanı halbuki onun hiç bir işi yok ilerlemekten başka... ve biz bu zaman zarfında merak ve umutun gülümsettiğini unutuyoruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder