MISIR
MİHMANDARLIĞINDA ORTADOĞU’DA
POLİTİK EKONOMİ
Ortadoğu,
bereketli deltalara ve zengin yer altı kaynaklarına sahip Dünya’nın üzerinde
bir türlü anlaşamadığı paylaşılamayan bir çıkmaz.Büyük Dünya Savaşları
sonrası ‘Modernleşme’ kavramının her
alanda sömürgeleşmeye gittiği anlam kayması ya da elitlerin patronluğunda
ezilen halk şeklinde anlaşılması bölgeye bakan düşünürlerin olayları av-avcı şeklinde yorumlamasına sebebiyet
vermiştir.Pek çoğuna göre de modernleşmek, bu geri kalmış ülkelere kendi
çıkarları doğrultusunda uyguladıkları ekonomik emperyalizmdir.
Bu
gün pek çok Ortadoğu ülkesi ekonomik bağımsızlığa sahip değildir. Üstelik; Avrupalıların
başlattığı modernleşme süreci, modern sivil toplumun eğitim sistemi ve
kurumları-siyasi partiler,sendikalar,gazeteler gibi-yaratmıştır.Dolayısıyla
bizzat bu süreç, yabancı güçlerin yerli müttefiklerine düşmanlık duyan bir
ulusal bilinç üretti[1].1789
yılında başlayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika işgalleri başta ağırlıklı tarım
ülkesi olan Mısır’ı iktisadi açıdan büyük ölçekte etkiledi.1970’lerde Enver
Sedat’ın iktisadi önlemleri adına hazırlanan ‘infitah ‘ paketi ekonominin ‘ahbap
kapitalizmine’ sürüklenmesini hızlandırmıştır.Daha sonra Nasır dönemindeki
gümrük vergilerinin düşürülmesi zaten fabrika sahibi olan yabancıların elitlerini
güçlendirmiştir.Mesela Mısır’da kurulan ilk yabancı fabrikaların isimleri ve
alanları şöyledir;
Fransız
/Societe Generale des Sucreries et de la Raffinerie d’Egypt / Şeker
Üretim/Kahire
İngiliz/Fabrique
nationale d’Egypt/Pamuk İpliği Üretim/İskenderiyye
Belçika/Societe
Anonyme des Ciments d’Egypt/Çimeto Üretim/Helwan
Ekonomik
işgal sürecinde inşa edilen kalıcı kuruluşlar-Mısır
Merkez Bankasının fiiliyatta olmaması Londra’da kurulan İngiliz Merkez Bankası
tarafından idare edilmesi-kurulmuştur.
Dikkat
edilmesi gereken başka nokta da, Parlamento ya da Senato üyesi olan büyük
toprak sahiplerinin, hükümet desteğini sağlamak söz konusu olduğunda,’Hepimiz
Mısırlıyız’ ya da ‘Hepimiz Fellahız(çiftçiyiz)’ diyerek kendilerini iyi
milliyetçi olarak tanıtmaları oldukça sık rastlanan bir durumdu[2]
Ortadoğu
bu örnekte de görüldüğü gibi vasıtanın(rüşvet)in bol olduğu bir coğrafyadır.Bu
sebeple insanlar ülkesine güvenmiyorlar ve üretim için çaba göstermiyorlar.
Ekonomik
sıkıntılar beraberinde pek çok sorunu getiriyor. Mesela;Eğitim harcamaları,ülke
diktatörleri eğitime bütçeden fazla bir kaynak aktarıldığı düşüncesiyle halkın
cahil kalmasını mazur görüyorlardı.Bu da pek çok Ortadoğu ülkesinde olduğu gibi
diktatör iktidarların süresini uzatıyordu.Liberal Ekonomi topluma anlatıldığı
gibi tezahür etmemişti. Çünkü halk ile yöneten sınıf arasında ciddi refah
eşitsizliği vardı. Modernleşme öncüsü Avrupa teması Ortadoğu ülkeleri için
hatta Dünya’daki tüm ülkeler için küresel bir olgu olmuştur.
Bölgesel
olarak anlamı anlaşılmayan kelimeler arasına bir yenisi daha eklenmiştir.(Laiklik,Modernleşme,+Küreselleşme…..)
Mısır
yani Kuzey Afrika,Ortadoğu ülkelerinin bağımsız ekonomiye sahip olabilmeleri
için bağımsız siyaset yapmaları gerekmektedir.
Rumeysa TERZİOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder