14 Ekim 2013 Pazartesi

KİTAP TAHLİLİ
Kitabın adı:Tarih Nedir?
Kitabın Yazarı:Edward Hallett Carr
Yayınevi: İletişim Yayınları
Kitaptan Çıkardığım Sonuçlar:
  • ·         ‘Tarih’ tarihçinin üstünde çalıştığı yaşayan geçmiştir.
  • ·          Bir tarih kitabında bakacağımız ilk şey olgular değil yazan tarihçi olmalıdır. Bu maddeye katılmıyorum. Fikrimi tarih nedir sorusuna kendi cevabımda açıklayacağım.
  • ·         Tarihçi nesnel olamayacağından tarih nesnel değildir.
  • ·         Geçmişi, dönemimiz anlayışıyla anlayabiliriz.
  • ·         Tarih, sadece olgusal değildir. Yorumlanabilir.
  • ·         Geçmişi sevmek, tarihsel bir paradigma değil çözümlenememiş insan psikolojisidir.
  • ·         Tarih, kimsenin biyografisi değildir; Fakat tarihçi bazen otobiyografici olabilir.
  • ·         Tarihçi de Dünyalıdır; fakat mensup olduğu milli tarih çerçevesinde Dünya’yı yorumlar.
  • ·         Tarihten ders çıkarılır.
  • ·         Tarih bilinci ,kişinin ne kadar tarihe meraklı olduğu ile ilgilidir.
  • ·         Tarih, yargıçlık taslamaz. Sadece nasihat eder.
  • ·         Tarih bir bilim değil, bilimi kapsayan bir ilimdir.
  • ·         Tarih nasıl sorusuna cevap verir.
  • ·         Tarihsicilik mantıksal  bir kavram değildir.


Değerlendirme Yazısı

       Tarih, yaşamın ruhsal döngüsüdür.İnsandaki merak hissini aşındır.Tarihi bu şekilde tanımlamamın sebebiyeti;’Tarih nedir?’ sorunsu kendime sorduktan sonra kelime kökünden yaptığım araştırmadır.Bilindiği gibi ‘Tarih ‘ kelimesi Arapçadır.Araştırdığım büyük Arapça sözlüklerinden biri olan Mukayesil lügat’ın da kelime anlamında beklenti,umma gibi karşılıklar vardı.Bu da bana mefhum olmayan geleceğin  tecrübe edilen geçmişe yakın lakin daha iyi şekillenmesi temennisinin zamansal adının tarih olduğu izlemini verdi.
   Kayıta alınmış olgular bütünü tarihi oluşturan en önemli somut delillerdir. Kayıt altına alma işlemini dönemin ya da konunun mesul kişisi yaptığından olgunun doğruluğunu tartışabiliriz.Yalnız olgunun güvenilirliği aksi ispatlanmadığı taktirde sağlamdır.Olgular günümüzün tarihi referans kaynağı olmasıyla pek çok tarihçinin kitaplarında yer verdiği sürece okuyucunun yazara olan güveni artmaktadır.Çünkü;kimi zaman tarihçi asıl mesleği gazetecilik olan birisi de olabilir.Velhasıl yazar, tarihçi kimliğini araştırdığı bilgiler ve kullandığı olgular neticesinde edinir.’Tarih Nedir ?’kitabın da geçtiği gibi tarih kişi tarafından kayıt altına alınıp yorumlanabildiği için nesnel değildir.
     Kitapta geçen ve düşüncemle taban tabana zıt olan cümle ‘Geçmişi sevmek yaşlılara özgüdür.’ibaresi bana Kur’an-ı Kerimde geçen Hz. Musa(a.s)kısasının tefsirini hatırlattı.Şöyle ki;Musa (a.s)Allah’a iman edenleri Firavunun (Mısır’da bu kelime kral manasında kullanılır ) zulmünden kurtardıktan sonra Kızıl Denizi aşar aşmaz etrafındakiler Firavunun hüküm sürdüğü ve sadece soğan yiyebildikleri geçmişlerini özlemle yad etmişlerdir.Yani geçmişe bir ah her zaman vardı.Türkiye ölçekli baktığımızda Seksenler dizisinin bu kadar reyting yapması geçmişe özlemdir.O zamanlar halk sıkıntıda ve darbe olmasına rağmen bu tür mühim olayların unutulup,özlemle yad edilmesi insanlığın bir alışkanlığı olabilir.İngilizlerin Viktoria,Fransızların Napolion,Slavlanın Stalin dönemine özlemleri gibi…
          Tarihi anlamak kişinin bilgileri ve bakış açısı dahilindedir.Herkes tarihi baktığı ölçüde algılar ve istediği şekilde geleceğe yansıtır veya yansıtmaz.Önemli olan tarihi doğru anlayabilmek değil,anladığımız kadar özümsemektir.
                                                                 Rumeysa Terzioğlu

      



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder